Wieviel Zucker in den Tee?

[aleynanaz1]

Das Alleinsein kann ich ertragen,
Das Einzelnsein niemals.
Alt werden ist nicht schön, wenn man an die Wand starrt.
Während die Augen einen Freund suchen
Und die Uhr dazu tickt ...
Ich fürchte mich nicht, komme schon zurecht mit dem Glück.
Aber da muss jemand sein, der sagt:
„Möge dein Tag hell, dein Abend gut sein.“
Ab und zu wenigstens muss an meinem Ohr das Telefon klingeln
Ansonsten ist es nicht schwer, gar nicht schwer,
Den dunklen Tee im Glas
Umzurühren, sich daran satt zu trinken für sich allein.
Doch ab und zu muss da eine Stimme sein, die fragt:
„Wie viel Zucker nimmst du in den Tee?“


Can Yücel

 

[Laledevri]

http://cadde.milliyet.com.tr/2010/09/10/YazarDetay/1287129/-caya-kac-seker-can-yucel-in-degil

 

[Laledevri]

http://cadde.milliyet.com.tr/2010/09/10/YazarDetay/1287129/-caya-kac-seker-can-yucel-in-degil

Yalnızlığa dayanırım da, bir başınalığa asla.
Yaşlanmak hoş değil öyle duvarlara baka baka
Bir dost göz arayışıyla.
Saat tıkırtısıyla...
Korkmam, geçinip gideriz biz mutlulukla.
Ama ‘’Günün aydın, akşamın iyi olsun’’ diyen biri olmalı.
Bir telefon sesi çalmalı ara sırada olsa kulağımda
Yoksa, zor değil, hiç zor değil, demli çayı bardakta karıştırıp,
Bir başına yudumlamak doyasıya.
Ama ‘’Çaya kaç şeker alırsın?’’
Diye sormalı ya ara sıra...

Yazar: Elif Şebnem Akal

 

[Zerd]

http://cadde.milliyet.com.tr/2010/09/10/YazarDetay/1287129/-caya-kac-seker-can-yucel-in-degil

İlk okuduğumda garipsemiştim zaten: nasıl olur da, şarabın ve rakının değerini bu kadar bilen, sevgi duvarını aşmış olan, bağlanmayacaksın diyen Can Yücel bu şiiri yazmış olsun? Lirik sağduyum beni yanıltmamış, ama hayret, Cahit Berkay nasıl kuşkulanmamış bu konuda…

Şiir yine de de çok güzel bir şiir elbette, keine Frage…

 

[Sma02]

Das Alleinsein kann ich ertragen,
Das Einzelnsein niemals.
Alt werden ist nicht schön, wenn man an die Wand starrt.
Während die Augen einen Freund suchen
Und die Uhr dazu tickt ...
Ich fürchte mich nicht, komme schon zurecht mit dem Glück.
Aber da muss jemand sein, der sagt:
„Möge dein Tag hell, dein Abend gut sein.“
Ab und zu wenigstens muss an meinem Ohr das Telefon klingeln
Ansonsten ist es nicht schwer, gar nicht schwer,
Den dunklen Tee im Glas
Umzurühren, sich daran satt zu trinken für sich allein.
Doch ab und zu muss da eine Stimme sein, die fragt:
„Wie viel Zucker nimmst du in den Tee?“


Can Yücel

Almancasi bana türkcenin verdigi duyguyu vermiyor...Misra ayni, söz ayni..ama ruh yok. Cok tuhaf.

Yalnızlığa dayanırım da, bir başınalığa asla.
Yaşlanmak hoş değil öyle duvarlara baka baka
Bir dost göz arayışıyla.
Saat tıkırtısıyla...
Korkmam, geçinip gideriz biz mutlulukla.
Ama ‘’Günün aydın, akşamın iyi olsun’’ diyen biri olmalı.
Bir telefon sesi çalmalı ara sırada olsa kulağımda
Yoksa, zor değil, hiç zor değil, demli çayı bardakta karıştırıp,
Bir başına yudumlamak doyasıya.
Ama ‘’Çaya kaç şeker alırsın?’’
Diye sormalı ya ara sıra...

 

[Karamsar]

Wie schön
Vielen Dank für die beiden Versionen und den Artikel zur Urheberschaft.