Bir şey aklına gelirse sana seve seve yardımcı olurum.
Sağol, rüzgar! Yardım önerine başvuracağım anlar gelecek, bunu biliyorum.
@Vaterlich
Du solltest den Satz vielleicht auch nur einmal sagen und es allgemein nicht übertreiben. Ich verstehe dich ja, dass du ihn gern hast und das auch irgendwie zum Ausdruck bringen willst, insbesondere weil du ihn schon sehr lange nicht gesehen hast. Aber man kann seine Liebe auch anders zeigen, z.B. indem man ihm einfach nur zuhört. Ich weiß, es ist schwer für dich und du würdest am liebsten durch das Telefon durch und gleich deinen Sohn in die Arme nehmen wollen, anstatt viel zu reden. Außerdem ist Telefonieren schwerer als wenn man sich live sieht oder skypt. Versuche ihn einfach reden zu lassen, und zeig durch deine Fragen dein Interesse an ihm. Das du ihn lieb und gern hast, das kannst du beim Abschied immernoch sagen.
Güzel söyledin, Beren! Durum kabaca özetlediğin gibi. Dinleme noktasını da iyi isabet ettirmişsin!
Oğlumla konuşurken her defasında kısmen heyecandan kısmen başka bilemediğim duygulardan dinlemeyi de pek becerebildiğimi söyleyemem. Bir keresinde, telefon bağlantısı pek iyi değildi, onun telefonda ne dediğini kimi zaman anlayamıyorum ama o akşam neredeyse hiç anlayamadım, dediklerini pek duyamadım. Biraz sinirli olduğunu hissettim, bunu sordum birkaç kere, "Bist du nervig?" (Al işte, güzel bir örnek! Böyle konuşuyorum. "Sinirli misin?" diye sormak istiyorum, aklıma o anda , o da yanlış biçimde, gelen "nervig"!) Neyse, bir sonraki telefon görüşmesinde, bu noktayı hatırlattım. Sinirlenmiş gerçekten, sebebi de, birkaç kere konuşmasını bölmüşüm, konuşmasına fırsat vermemişim. Hiç farketmemişim ben oysa! Öküz ben!
Sonra bu noktaya bundan böyle hep dikkat edeceğime, onu hep dinleyeceğime söz verdim. Na ja...
@Vaterlich Ich glaube Ausdrücke, die zeigen, dass du ihn magst und respektierst wie z. B. "Hey, mein Großer" sind vielleicht passender. Am besten und authentischsten ist es natürlich wenn sie aus der spontanen Situation heraus entstehen und nicht aufgesetzt wirken. Meine über 80-jährige Tante sagt zum Beispiel zur Verabschiedung vor längeren Reisen zu mir: Ich reise mit dir... (das heißt sie ist in Gedanken, im Herzen bei mir wohin auch immer ich gehe). Ich weiß, spontan am Telefon ist das nicht einfach wegen der Fremdsprache, aber nicht unmöglich. Man braucht nur den Mut zu Fehlern, manchmal entstehen dadurch auch witzige Situationen, über die man gemeinsam lachen kann. Und es stimmt, gemeinsam reden, lachen, zuhören, Erlebnisse teilen, sich nah sein kann viel mehr zeigen wie lieb man jemanden hat als wenn man es ihm sagt.
Bu "mein Grosser" bir çocuğa söylenebiliyorsa bu da iyiymiş. Zira büyük-erişkin olduklarını falan belirtmek, çocukları kıskavrak yakalayabilen bir nokta. Daha önce bilmediğim için bu grosser'i hiç kullanmadım ama ben ona arkadaşım diyorum, en iyi arkadaşım olduğunu söylüyorum. En azından yaş bakımından onu kendimle aynı düzeye çekiyorum, sanırım bu da hoşuna gidiyor, en azından bir itirazı yok. Bu grosser iyi ama, bunu da kullanayım. Sağol.
Bu arada "Ich reise mit dir" güzel bir ifadeymiş. Bana şiirsel geldi. Severim böyle ifadeleri, eskiden sık kullanırdım ben de (elbette Türkçelerini). Ama bir çocuk için fazla, anlayabileceğini sanmıyorum. Bunu değil ama buna benzer, dilim döndüğünce-aklım erdiğince başka şeyler söylemeye çalışmıştım, sanırım beni anlamadı. Ben de anlatamamış olabilirim. "Ich reise mit dir" diyen insan kaldı mı Almanya'da ya, merak ettim bak. Halan/teyzen, son kuşak olmalı.
Ich bin froh dich zu haben/ ich bin froh dass es dich gibt
Wir beide gehören zusammen, egal was passiert.
Ich werde immer für dich da sein.
Vielleicht baut ihr noch ein kleines Ritual ein? Das stärkt wohl die Geborgenheit. Vielleicht liest du ihm aus einem Buch vor? Bei jedem Telefonat ein paar Zeilen? Vielleicht sogar vor dem schlafen gehen?
Wichtig ist auch, immer zuzuhören und dem gegenüber (nicht nur Kindern) zu zeigen, dass man sich für sein gegenüber interessiert und auch wirklich zuhört.
Du könntest zum Beispiel etwas aufgreifen was ihr im letzten Telefonat besprochen habt.
Teşekkürler, Özgürlük! Sonuncusu hariç diğerlerini kullanacağımdan eminim. "...für dich da sein" biraz sakat.
Bunu karıştırmamak, bunu noktayı hatırlatmamak belki daha doğru.
Evet, bir rituel uygun olabilir. Bir defasında, ona bir çocuk şarkısı okumuştum. Şunu:
İnanmazsın, bir de övdü beni! Canım ya!... Hiç unutmuyorum, bak: "Du hast sehr schön gesungen" dedi. Heyecanlandım şimdi....
Aynen bunu söyledi.... Ezberden Almanca çocuk şarkısı bilmediğim için ancak evdeyken yaptığım görüşmelerde başka şarkılar okuyabilirim ona. Bir de her zaman aklıma gelmiyor ki. Yazık ya... üzülüyorum...