Was lest ihr ??

S

Sunguroğlu

Guest
yasemin-kokulu-hikayeler-kokulu-kitap-kitabi-ender-h-derince-Front-1.jpg


Hiçbir şey için ‘Benimdir,’ deme. Yalnızca, ‘Yanımdadır,’ de. Çünkü ne altın, ne toprak, ne sevgili, ne yaşam, ne ölüm, ne de keder her zaman seninle kalmaz... Okurken içinizi huzurla dolduracak, yüreğinizi ısıtacak, iyilik, sevgi, dostluk ve mutluluğu dile getiren birbirinden güzel 51 adet hikâyeden derlenen bu kitapla hayata keyifli bir mola verip kargaşadan sıkıntılardan uzaklaşacaksınız.

0000000611691-1.jpg


Dost kalbini kahveyle sunar.

Gassion

Hikâyeler…
Sabah kahvesi gibidir. Damak tadından çok, ruhumuzu dinlendirir.
Taze bir günün başlangıcında insana güzel duygular kazandırır ve hayata bakışımızı geliştirir.
Kahve tadında hikâyeler, ufkumuza pencere açan manzara resimleri gibidir. Her birini okuduğumuzda yepyeni manzaranın ortasında kendimizi buluruz.
Geçmişe takılmadan bakıp geçmek, geleceğe kanat açmamızı sağlarlar.
Yepyeni kahve tadında hikâyeler sakin zamanların dinlenme molası gibi ruhunuzu okşayacaktır.
 
S

Sunguroğlu

Guest
kiralikhayaller1-jpg.aspx


Kitap hakkinda yapilan yorumlar;

Hüseyin IŞIK
27.12.2011
Hayatınızda bir şeyler ters gidiyorsa muhakkak okumalısınız bu kitabı. Çünkü Semih'in de hayatı ters gitmişti ama bu terslikleri olumlu yönlere çevirerek memleketine geri döndü. Bir genç olarak bu kitabın gençlerin okuması gerektiğini düşünüyorum.

8ahmed8
02.01.2012
mükemmel bir kitap okudukca okuyasınız gelecek.diğer sayfasında ne yazıyor diye merak edeceksin.muhakkak okuyun tavsiya ederim...

AHİLER DİYARI
21.04.2009

çok beğenerek okuduğum bu romanı
herkesin okumasını tavsiye ederim.
Herkesin okuması gereken eşsiz bir eser.

Sensiz422
04.02.2009
Ahmet Günbay Yıldız'ın bütün kitaplarını okudum ve çok beğendim.Çünkü yazar konuyu işlerken kahramanları toplumdaki kişilerden seçiyor.Bu kitapta mükkemmel hazırladığı kitaplardan biri.Mutlaka okumalısınız.


::::::
03.02.2014

Ahmed Günbay Yıldız'ın çok güzel bir eseriydi.Kitabı okuduktan sonra kendine bir şeyler kattığını hissediyorsun.

23041978
22.01.2016
stars-5.png



yazarın diğer romanlarına benzer tarzda ilerleyen anlatımı var ama güzel genel olarak.Usta bir kalemden de bu beklenir zaten. çok güzel bir eser.Kitabı okuduktan sonra kendine bir şeyler kattığını hissediyorsun.
 
S

Sunguroğlu

Guest
10422340_703917589719520_1320304055808807256_n.jpg


Mustafa Çevik, Hükümdar ve Zamanın Oğlu ile başladığı tarihî roman yolculuğuna, Osmanlı'dan sonra en büyük Türk imparatorluğu olan Göktürkler'i anlattığı Kutlu Dağlar Ülkesi ile devam ediyor.

"Ben bir yüce dağ idim, yıkıldım. Yuvarlanıp düştü taşlarım. Ben bir kayın ağacıydım. Soysuz rüzgârlar yapraklarımı uçurdu. Girdabında boğuldum yokluğun. Öyle bir yol idim ki kervanlar sığmaz idi. Şimdi inceldim, yok oldum. Ağır yük altında ezildim. Kervan olup yola çıksam, başımı çekecek devem yok. Dipsiz kuyulara, zindanlara atıldım. Ağlayacak kimsem yok. Kılıcım yok savaşmaya. Kalkanım yok gizlemeye göğsümü. Konuşamadım, çünkü kopardılar dilimi. Öldüm, kuzgunlar yediler leşimi. Önce ölümü gösterdiler, sonra sudan çıkarıp ateşe attılar beni. Diri iken toprağın altına girdim."

Tarihin her döneminde büyük devlet olmayı başarmış bir milletin kendi adıyla kurduğu medeniyet yolculuğunun destansı öyküsü Kutlu Dağlar Ülkesi.Roman, Ergenekon'dan çıkarak Kore'den Karadeniz'e kadar uzanan bir devlet kuran ve yüzlerce farklı kabileyi aynı ruh, duygu ve düşünce birliği altında birleştiren Göktürkleri anlatıyor. İçinde barındırdığı kahramanlık destanları, aşk, trajedi ve ihanetlerle de günümüze çok şey taşıyor.

Türk Kağanlığı kuruluşundan itibaren ortak amaç, töre, dil ve kültür unsurlarını sağlam ve adaletli bir yönetim anlayışıyla kaynaştırarak Orta Asya kavimlerinin tamamının birlik olmasını sağlamıştır. Bumin, İstemi ve Erkin Kağanlar zamanında yükselen erdemler, Çinli prenseslerin işvelerine ve casusların hilelerine kanarak ihanete sürüklenen ve hata yapan yöneticilerin elinde halk ve devletle beraber çöküşe geçer. Savaş meydanlarında Türkleri yenemeyen Çinliler, aralarına nifak tohumları saçarak onları kolayca yıkabilmektedir.

Mustafa Çevik'in şiirsel diliyle zaman duygusunun Türk atlılarının ayakları altında kaybolmasına tanıklık edecek; kahramanlık, aşk, gurur, zafer, acı ve ihanetlerle dolu Orta Asya Bozkırları'nda kendinizi Bumin ve İstemi Kağanlarla birlikte at koştururken bulacaksınız.
(Tanıtım Bülteninden)

942803_844500508994560_4684993276874174589_n.jpg


Orta Asya'nın uçsuz bucaksız bozkırlarında dağınık kabileler halinde yaşarken onları derleyip toparlayan, bir araya getirip millet olmalarını sağlayan ve onları uğrunda can verilecek bir sevgili gibi koruyup sarmalayan bir hükümdar: Türk Bilge Kağan... Erdem ve bilgelikle kuşatılmış yüreklerin, töre ışığıyla parlayan çelik kılıçların gölgesinde yükselen bir devlet: Göktürkler... Muhteşem bir Orta Asya panoraması eşliğinde, ihanet ve türlü entrikalarla zaman zaman dağılmak zorunda kalsa da her defasında yeniden küllerinden doğmayı başaran bir milletin zengin tarihi... Orta Asya'nın bilinmeyen karanlıklarından çıkıp gelen akıl, bilgelik, töre ve erdemlerle bezenmiş bir kültür ve medeniyet... Eşine âşık bir kağanın kişiliğinde yiğitlik, cesaret, devlet, millet, töre, aşk ve bilgelik gibi kavramların gerçekanlamlarını görecek, taşlara kazıdığı sözleriyle çağları aşan çığlıklarını duyacaksınız. Bilge Kağan halkına hesap verirken sözlerini neden taşlara kazıdı? Onun mirası neydi? Cevaplarla birlikte bugüne dair çok şey bulacaksınız bu romanda... Hükümdar, Zamanın Oğlu, Kutlu Dağlar Ülkesi romanlarından alışık olduğunuz coşkulu anlatımıyla, Mustafa Çevik'in kaleminden...

"Bilgelik güneşini ateşleyen, kötülükleri şimşek gibi yakan, çığ gibi büyüyen halkını toplayan, güneyden esen sert rüzgârlar gibi enginleri coşturan, düşmanın üzerine ezelî kuvvetin kızgın bozkurdu gibi şiddetle atılan, kaya gibi sağlam, töre gibi temiz, ölüme aldırmayan, sevdiğinin göğsüne yattığında tir tir titreyen erdemli kağanlarının buyruğunda bir halk. Özgür ruhlu, Tanrı'dan aldıkları ilhamla ve imanla kaderin cilvelerine aldırmadan, karanlığın, kötülüklerin pençesinden kurtulmuş, hayalden gerçeğe dönüşen mutlu hayatlarına, barışın saadetine sımsıkı tutunmuş bozkıra hükmediyorlardı."
(Tanıtım Bülteninden)
 
S

Sunguroğlu

Guest
249777_0.jpg


Eser, büyük İslam alimi İmam Gazali'ye ait İhya'dan bir bölümün tercümesidir. İçinde her insanın cennete veya cehenneme gitmesinde en önemli sebep olan dilin afet ve hastalıkları işlenmektedir.
Eserde, dilin yirmi çeşit hastalığından ve dille düşülen tehlikelerden bahsedilmekte, tespitten sonra tedavi yolları gösterilmektedir.
Günümüz insanın en fazla müptela olduğu yersiz, gereksiz ve ölçüsüz konuşma hastalığına kesin ilaç olacak bir kitap.
 
S

Sunguroğlu

Guest
altinferman-jpg.aspx


13.yüzyılın başlarında Cengiz Han önderliğindeki Moğollar, girdikleri şehirleri yakıp yıkarak dünyada dehşet uyandırmaktaydı. Koca bir çığ gibi büyüyen bu atlılar, kısa sürede Rus bozkırlarını, Romanya topraklarını çiğneyip, ta Macaristan′a kadar uzandı.

Cengiz Han, arkasında o zamana kadar görülmemiş büyüklükte bir imparatorluk bırakarak öldü. Onun soyundan gelenler yağmalama hareketine devam ediyordu. Ta ki içlerinden biri farklı düşünene kadar!

Moğol İmparatorluğu’nun karanlık dünyasına bir güneş gibi doğan Berke Noyan’ın değişen hayatını, kardeşler arasındaki amansız iktidar kavgasını ve bu karmaşa içinde yaşanan hüzünlü aşk öyküsünü Ahmet Yılmaz Boyunağa′nın usta kaleminden zevkle okuyacaksınız.
 
S

Sunguroğlu

Guest
nby2159.jpg


Bazen hiç hesapta olmayan bir plan devreye giriverir ve hep daha sonra diyerek ertelediğiniz dopdolu bir gün yaşarsınız.
Günlerini verimli geçirmek isteyen bir genç kız, ailesi şehir dışına çıktığında bir gün boyunca yalnız kalır. Evde yalnız kalan bir genç kızın elbette tek programı arkadaşlarıyla gezmektir. Oysa bir gün daha mükemmel geçirilebilir.
Peki, bir genç kızın asıl planı ne olmalı?
İki günü birbirine eşit yaşamayı kendisine zarar sayan bir genç kızın hikâyesi...
Bir Mükemmel Günün Hikâyesi, günlük yaşamını boşa harcadığını düşünen gençlerin aslında manevî planlarla nasıl mutlu olduklarının hikâyesini anlatıyor.
 
S

Sunguroğlu

Guest
buyuklerin-dualari-kitabi-nihat-hatipoglu-Front-1.jpeg


Bu çalışmamızda büyük alimlerin yakarışlarına yer vermeye çalıştım. Onların temiz dudaklarından dökülen sözler sağlam bir imanın, saadetin, tevbenin, ihlasın, ilmin bir yansımasıdır. Tevekkülün, teslimiyetin, rızanın ilanıdır. Gayriden vazgeçişin, Allah ile yakınlığın secdede ifadesidir.

Büyük zatlar böyle yalvarmışlar, böyle ağlamışlar. Seherlerde göz yaşlarını avuçlarına dökmüşler.

Hiçbirimizin aklına, ufkuna ulaşmayan yakarışlarla ona yol bulmaya çalışmışlar. Onlar bilenlerdi, görenlerdi, duyan, hissedenlerdi. Onların yakarışı ile bizden birimizin yakarışı, daha doğrusu dua ufku bir olabilir mi? Rabbim bizi bu zirve insanlardan ders alanlardan eylesin.


icimi huzurla dolduran bir kitap. tavsiye ederim..
 
Top